8 Aralık 2010 Çarşamba

suddenly I see why the hell it means so much to me

ben kafası ve odası ve masası ve bir sürü şeyi çok dağınık olan biriyim. ama her şeyin içinde kendi düzenim var. ve o dağınıklığımın içinde garip kategorilerim var, önemli şeyler tarafına yaklaşınca hissettiklerim farklı oluyor, önemsiz ıvır zıvırın yanında olduğumda farklı hissediyorum. yığınlarımın neyden yapıldığını biliyorum hangi çorap hangi elbisenin altında onu da hatırlıyorum.

bu dağınıklığın yanında acayip titizim. temizlik zaten psikopat olduğum bir konu.hoş dağınıklığımın kaynağının temizledikten sonra düzene koy mantığı olduğunu düşünüyorum. temizlik tamam eyvallah ama düzenimi oluşturduğumda yere düşen bir kalemcik kelebek etkisiyle tüm mükemmelliğimi bozuyor. o andan itibaren hiç bir şekilde düzenin önemi yok benim için (ama valla pis değilim valla bak)

neyse, bundan daha beter bir saklama huyum var. işte sorun burda baş gösteriyor. hayatıma yeni girmeye başlamış önem derecesi daha farklı şekilde ölçülen (mesela benim için minyatür oyuncaklarım çok önemli ama dışarda kimse yüzüne bakmaz) eşya, evrak vs. şeylere karşı bir  sorumluluk ve ya çalınırsa tırsaklığını taşıyorum. bu nedenle kendimce çok gizli yerlere onları saklıyorum. o kendimce gizli yerler gerçekten kendimce gizli, çünkü bulamıyorum. hatırlamıyorum ve bulamıyorum. öyle tencere içi elbise arası falan değil. ciddi ciddi evde arkeolojik kazı yapılmasını gerektiren tuhaf yerler buluyorum. şu an evin içinde saklayarak kaybettiğim gayet değerli ve önemli şeyler var. 6 aydır kendilerinden haber alnamıyor. en son pasaportumu sakladım ve bulmam bir kaç günümü aldı  ^_^ tabi şimdi uzaklarda bir duygu gibi bana, hatta komik geliyor. ama kendime hiç bu kadar küfrettiğim bir zamanı hatırlamıyorum

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder