24 Ocak 2011 Pazartesi

we're one, but we're not the same...we get to carry each other

biricik kocamla muhteşem sohbetcikler

bunlar bir anda gelen doğaçlama söyleyiverdiğim şeyler, hani duygusallaşayım azıcık kadınsı olayım falan diye (benden de bi cacık olmaz yahu- bu kadarım bu kadar)

ben- seni seviyorum
o- olsun.
ben- ?!


ben- beni güzel buluyor musun?
o- malesef.
ben-?!

romantikiz vesselam

18 Ocak 2011 Salı

iyk

ya kimse bu cnbc-e deki ağır sansürün farkında değil mi?

beni acayip illet ediyor. resmen münasip yerlerinden, konuşulandan tamamen alakasız alt yazı uyduruyorlar. kesinlikle ahlaka edebe aykırı bulduklarını cinsellik ve eşcinsellik içeren öğeleri anlamları dışında çevirerek veriyorlar.

uzun süredir buna gıcık oluyordum ama elbet biri fark eder diye düşünerek devam etmezler yahu diyordum ki olay daha da saçmalaştı bir iki kelime sansürlerlerken şimdi tüm cümle ya da karşılıklı konuşmayı değiştiriyorlar. atacam bi gün kafayı ya tvye ya gidip direk cnbc-e nin binasına. ikisinde de ben zararlı çıkarım ama en azından bilinç kaybıyla sinir falan kalmaz

doğal sınırlarıma ulaştım!

şiştim! resmen şiştim hem dobiklik olarak hem de baymak manasında ^_^ heheeh ohh ya napıym, kuş gibi beslenemem, beslensem de bir yere kadar dayanırım. seviyorum yemek yemeyi. keyif ya o, insan ondan vazgeçer mi?! ama bir yandan da kalem eteklerimin yeniden içine girebilmek ayrı bir keyif olurdu ahhh ahhh neyse artık beklicez görücez, belki sadece spor yaparak veririm (hayalerrrrr hayaller)

hala kapri diye tabir ettiğimiz ama bize paçalı don kıvamında olan pantolonların neslinin tükenmediğine inanamıyorum. özellikle orta yaşdaki teyzelerin ayak bileklerinde bitebilen yani havada süzülen paçalardan ibaret olan çirkin bir pantalon olan o kısa şeyleri, içinde onu giyen insanlar varken ateşe veresim geliyor.

bir de onların spor yaparken giyilen versiyonları mevcut. tam bir rezalet ya, ultra çirkin. biz ki zaten kısa boylu turk hatunlarıyız mümkünse ya tam kısa giymeliyiz ya da topukluya ver allah diyerek uzunca pantalonlarla bacak boyunda uzatma yapmalıyız. bu kapri zırvasıyla iyice bi güdük ve moda katili görüntü ortaya çıkıyor. ilk kapri olayı ile italya'da karşılaşmıştım. 1998 yılının bahar sonu idi. ya dedim, bu bacak boyu benim boyum kadar olan hatunların tam dizlerinin altında biten yandan küçük yırtmaçlı dar pantalonlar giymesi nasıl güzel bir görüntü keşke "boyun olsa" hakkını versem ben de giysem diye düşünmüştüm. güzel ülkeme döndüğümde ne göreyim boduru tombulu herkes bunlardan giyiyor, kıspetli bir sürü teyze dolaşıyor etrafta. hey bre er meydanı burası!

hayır yanlış anlaşılmasın kilolu insanların tayt giymesine ya da istediklerini giymesine falan karşı değilim, benim sorunum sanırım boy uzunluğu ile. tamam yeni nesil baya sulak yerden geliyor, herkes ayrı bir uzun ama benim yaşıtlarım bildiğin güdük ya. aklımızı başımıza devşirelim, o bilekte biten tuhaf yaratıkları ibret-i alem olsun diye iş yeri avlularında sallandıralım

6 Ocak 2011 Perşembe

gremlinim ben sevimliyim ama gece beslemeyin canavar olurum

büyük bir apartmanda oturmaya çok alışkın değilim. birbirinden uzak dört daireden oluşan bir apartmanda büyüdüğümden apartman dairesinden gelen çok sesli konserlere daha yeni yeni bünyemi yakınlaştırıyorum.

ama olay kafanın üstünde bir kaç demir parçasıyda güm güm diye yürüyen küçük sevimli çocuklardan ibaret değilmiş.

hava ya da apartman boşluğu diye tabir edilen bir bölüm var. bir nevi kimsenin yararlanamadığı ama herkesi bir şekilde birbirine bağlayan küçük pis bir avlu. olay burdaymış ya! kimin ne saatte tuvalete girdiğini, bir önceki akşam kuru fasulye yiyip yemediğini anlamak bir yana tüm aile sırlarına nail oluyorsun. kah yukarıdaki yaşlı çiftin bir gece önceki performansları hakkındaki azıcık terbiyesiz azıcık karşılıklı iğneleyeci sohbeti içinde buluyorsun kendini kah karşı komşunun kegel egzersizi yaptığını fark ederek çişini 8 seferde taksitlendirdiğini duyuyorsun. kitaba falan gerek yok tuvalete giderken, komşuların hepsi ayrı kitap.

bir de küçük tuvaletin alçıpanını kemiren bana göre kemircan, ev arkadaşım olan eşime göre anarşik her engele karşı koyan direnişçi bir haman böcüğü çıktı ortaya. daha doğrusu henüz kendini göstermedi. bi gece üfleye üfleye burnumu yediğinde kendisiyle karşılaşmaktan tırsıyorum. üfleye üfleye yiyor diyorlar yaaa ıyk