16 Aralık 2010 Perşembe

hayat bir göbüş yığınıdır

ben çevremdikileri genellerim, kendim hariç herkes genel ben özelimdir (herkes için öyledir aslında).

bundan önceki yazıyla bağlantılı olduğunu fark ettim, başkalarında gördüğüm ve beni rahatsız eden hiç bir şeyin benim başıma gelmeyeceğine dair saçma bir inanışım var. asla o kız gibi kötü görünmeyeceğim o çizmelerle, zaten ben öyle çirkin giyinmem, asla saçım şu diğerininki gibi abuk bir şekil alamaz, benim makyajım asla şu arkamda kalan hatun gibi yüzüme gözüme bulaşamaz, dişimin arasında maydanoz kalmaz. asla rutin bir hatayım olmayacak herkes gibi, asla eve 6 da girip bir daha bar yüzü görmemezlik yapmayacağım gerekise sonuna kadar eğleneceğim, asla diğer evlenen arkadaşlarım gibi evdeki ütü muhabbetini mobilya çatlaklarını sohbet konusu yapmayacağım, asla evlenince kocamı bunaltmayacağım, asla sıradan şeylerden kavga etmeyeceğiz, asla sevdiğim insanın kendi alanına müdahele etmeyeceğim, asla diğer kadınlar gibi kapris yapıp mızmızlanmayacağım, asla çocuğum şu alış veriş merkezinde gödüğüm gibi şımarık olmayacak, kendini yere atıp bağırmayacak, asla annemle babam gibi olmayacağım, asla annem gibi olmayacağım...

bunlar aslında büyük konuşmak diye de tanımlanabilir. çevredekileri genellersiniz, onlar onlardır. kendinizi farklı hissedersiniz. siz herkes misiniz canım??? sonra onların hatalarını yapmayacağınızı ya da o şartlarda öyle davranmayacağınızı kendinize söylersiniz. yani büyük konuşursunuz.

televizyonda gördüğünüz kötü şeyler sizin başınıza gelmez, yakınınızdaki sevdiğiniz insanlar hep başkalaırndan dinlediğiniz korkunç hastalıklara yakalanmazlar, sizin canınız acımaz.

o iş öyle olmuyor.

sevdiğiniz adamla en abbuk şey için kavga edip en sıradan çift siz oluyorsunuz, iş yerinde hata yapıp gözden düşen siz oluyorsunuz, hayatınızı tamamen bir kısır döngü sıkıcılığına bindirip rutinin en baba göstergesi haline geliyorsunuz, anneniz gibi davranıyorsunuz, ne kadar gıcık olduğunuz anne davranışı varya hepsini nasıl bünyenizde barındırdığınızı fark ediyorsunuz, o çok korkunç hastalığın babanızın başına geldiği gerçeği yüzünüze çarpıyor, sıkıcı bir insan oluyorsunuz...sıradansınız sizde.

işte bunu fark ettiğim zamanlarda ışığım sönüyor, sıradanlık kıyafetini fark edince böyle bi soluk oluyorum. kendi dünyamdaki baş rolümü bile kaybediyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder