6 Ocak 2011 Perşembe

gremlinim ben sevimliyim ama gece beslemeyin canavar olurum

büyük bir apartmanda oturmaya çok alışkın değilim. birbirinden uzak dört daireden oluşan bir apartmanda büyüdüğümden apartman dairesinden gelen çok sesli konserlere daha yeni yeni bünyemi yakınlaştırıyorum.

ama olay kafanın üstünde bir kaç demir parçasıyda güm güm diye yürüyen küçük sevimli çocuklardan ibaret değilmiş.

hava ya da apartman boşluğu diye tabir edilen bir bölüm var. bir nevi kimsenin yararlanamadığı ama herkesi bir şekilde birbirine bağlayan küçük pis bir avlu. olay burdaymış ya! kimin ne saatte tuvalete girdiğini, bir önceki akşam kuru fasulye yiyip yemediğini anlamak bir yana tüm aile sırlarına nail oluyorsun. kah yukarıdaki yaşlı çiftin bir gece önceki performansları hakkındaki azıcık terbiyesiz azıcık karşılıklı iğneleyeci sohbeti içinde buluyorsun kendini kah karşı komşunun kegel egzersizi yaptığını fark ederek çişini 8 seferde taksitlendirdiğini duyuyorsun. kitaba falan gerek yok tuvalete giderken, komşuların hepsi ayrı kitap.

bir de küçük tuvaletin alçıpanını kemiren bana göre kemircan, ev arkadaşım olan eşime göre anarşik her engele karşı koyan direnişçi bir haman böcüğü çıktı ortaya. daha doğrusu henüz kendini göstermedi. bi gece üfleye üfleye burnumu yediğinde kendisiyle karşılaşmaktan tırsıyorum. üfleye üfleye yiyor diyorlar yaaa ıyk

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder